Sizin Reklam Burada
Xəbər lenti
27-11-2024
26-11-2024
BÜTÜN XƏBƏRLƏR

DÜŞ EVLER - Mine Sarmış

Tarix: 12-12-2021 11:01     Baxış: 3246 A- / A+
                                      Mine Sarmış            

Bazen iki sözcük arasında Bazen de, bir an da saklıyor hikayeleri zaman... Gidiş ve gelişlerin arasına sıkıştırıyor ömrümüzü kader... 
İki kemik arasında boğulmanın bile tadından mahrum bırakarak, bir et parçasına dönüşmüş kan'da pıhtılaştırıyor yaşamı. Ne çok biriktirdiğiniz söz, ne çok hayal vardır oysa ki. Belki Ailenize, belki güvercininize, belki  sevdanıza, belki de yaşama hasret bırakılmıştınız. Gidenler gitmiştir, adına ister kader, ister hayat deyin...İz bırakanlar, en büyük deprem çatlağı misali doldurmuştur ömrü. Kalanlarsa, ne kadar bize ait kalmışlardır bilinmez. Hüküm hayatınsa ve yaşam bir sözün isli elbisesine sarılıp  kirleniyorsa Ve hayat bu kiri  leke bırakıyorsa ruhunda... Sen yaşadığın hayatın müziğinde dans edebilir misin? Ya da, gerçekten o sesi seninle duyabileni dansa kaldıra bilir misin? O müziği  fon yapabilir misin umutlarına? Bize ait olan hayatı kimler ve neler  biz istemedikçe ipotek altına alabilirler ki? Aslında kendisine esir olanlar, köle olmuyor mu bu gidip gelenlere? Bizden uzaklaşan uzaklaşmıştır. Bedelini çekmek yine bize kalmıştır der ruh...Biz de kalanlara ise, ne kadar sahibiyiz ki? Sahiplik kelimesi aslında sevgi dolu kalpler için lugattan çıkarılmalıdır... Çünkü o birbirini bulan kalpler özgürlükte buluşanlardır. En sevgilisinden tutun da, en iyi dosta, arkadaşa, bakkal amcasından, terzi Müjgana, manav Ahmat abiye ve daha nicelerine bulaşan o samimiyetin adı sahiplik olamaz... Olsa olsa sevgi paylaşmaktır olur. Ne demeli ki, hüküm yine ve her zaman ki gibi hayatın. Çoğu, zamana sığınan kaçışlarımız da ise aslında kaçışlarımızın hükmü bile bizim değilken ne kadar susuyorsak o kadar biriktirmiyor muyuz? Bir uzağın bakışında gözlerimiz hüzüne takılırken, mevsimi kör bir güz bakışı değil midir ömrümüzün o mührü? Bahar beklenirken son baharda ıslak imzanın üstüne vurulan. Güller, geleneksel masa süsüyken, Gelincikler eğik boyunun altında ezilirken ömrün, yine hakimiyeti biz de değildir kendi yaşamlarımızın  Hayat  emziriyorken yolculukları ömrün dudaklarından, kurumuş çatlakların arasına sığdırıyordur yaşamı hiç sırayı bozmadan. Daha yaşamımız bitmedi diye çıkan isyanlara sessizlikle. Yaşadığımız müddetçe göreceğimiz ve geçmişte tarihe yazılan ne isyanlar çıkmıştı... Ne savaşlar yapıldı, ne ülkeler kuruldu ve yıkıldı... Ve ne aşklar yazıldı mihenk taşlarına o toprakların coğrafyasında. Bitmedi, yaşandı, yaşanacak...!!! Ne geri dönülmez günler harcandı harcanacak...!!! Ne uygarlıkların üstüne uygarlıklar kuruldu kurulacak. Bunlar bizim hepimizin hikayeleri, bitmedi bitmeyecek. Ölüm bile, bu son denilen ama aslında istenirse sonsuzluğunda ötesindeki sahnede gülümseyecek. Ve replikte şöyle seslenecek baş karakter... - Yaşamak varken ölesiye... - Bu savaş niye?

Manevr.az

Xəbəri paylaş







Adınız:*
E-Mail:
Şərhiniz:
  • winksmile
    laughing
    angry
Kodu yazın: *
yenilə, əgər kod görünmürsə



Çox oxunanlar




Son yüklənənlər


Axtarış

Reklam

İqtisadiyyat
Media
Ədəbiyyat
İdman
Kriminal
Şou-biznes
Elan
Yazarlar
Təqvim

«    Noyabr 2024    »
BeÇaÇCaCŞB
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 
Sorğu


Portalımızı dəyərləndirin.



Çox oxunanlar